Ana içeriğe atla

Kundalini Meditasyonu


Birinci Aşama: 15 dakika

Gevşe ve tüm bedeninin sallanmasına izin ver, enerjinin ayaklarından yukarı doğru yükseldiğini duyumsa. Her tarafa sal kendini ve sallanmanın kendisi ol. Gözlerin açık ya da kapalı olabilir.

İkinci Aşama: 15 dakika

Dans et ... içinden geldiğince ve bırak bütün beden canı nasıl istiyorsa öyle devinsin.


Üçüncü Aşama: 15 dakika

Gözlerini kapa ve kımıldama; ayakta yahut oturarak ... içeride ve dışarıda olanlara tanık olarak.



Dördüncü Aşama: 15 dakika

Gözlerin kapalı olarak yere uzan ve hareketsiz kal.









Kundalini Meditasyonu'nun detaylı anlatım videosu.. Anlatan kişi Osho nun doktoru Dr. John Andrews.Sannyas ismi Sw Prem Amrito
.(İngilizce)



Kundalini Meditasyonu, Osho’nun  yarattıkları arasında, herkese akşamları   gün— batarken yapmasını tavsiye ettiği   bir meditasyondur.

 Kundalini Meditasyonunu uygularken   sallanmana izin ver; onu yapma.   Sessizce dur, geldiğini hisset; bedenin   azıcık titremeye başlayınca ona yardım   et, fakat titreme. Keyfini çıkar, ona   ilişkin coşku duy, ona izin ver, ona   yardım et, onu kabul et, onu buyur et; ancak, onu arzulama.


Onu zorlarsan bir egzersize; bedensel bir kültür-fizik çalışmasına dönüşecektir. O zaman da sallanma olacak; ama sadece yüzeyde kalacak, sana nüfuz etmeyecektir. İçin katı kalacak, taş gibi, kaya gibi; sen ise, müdahale eden, yapan olmaya devam edeceksin ve beden sadece izliyor olacak. Söz konusu olan bedenin değildir — sensin.

Sana ‘sallan’ dediğimde şunu söylemeye çalışıyorum; katı, taş gibi varlığını temellerine kadar öylesine sallamalısın ki, sıvı, akışkan hale gelsin; erisin, aksın. Ve taş gibi olan varlığın sıvılaştığında, bedenin de onu izleyecektir. O zaman sallayış yoktur, sadece sallanma eylemi vardır. Bu durumda onu yapan kimse yoktur, kendiliğinden oluvermektedir. O zaman yapan yoktur.

-OSHO









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dinamik Meditasyon

 Dinamik Meitasyon İlk aşama: 10 dakika Hızla burnundan nefes alıp verirken, bırak nefesin yoğun ve kaotik olsun. Nefes ciğerlere derinlemesine ulaşmalıdır. Derin nefes aldığından emin ol, mümkün olduğunca hızlı nefes alıp ver. Bedenini kasmadan, omuzların ve boynun gevşek olduğundan emin ol. Nefes alıp verme haline gelene kadar devam et. Bir kez enerjin harekete geçtiğinde, bedenini de harekete geçirmeye başlayacaktır. Bu bedensel devinimlerin oluşmasına izin ver, onları daha fazla enerji açığa çıkarmada yardımcı olarak kullan. Kollarını ve bedenini doğal bir şekilde hareket ettirmek enerjinin yükselmesine yardım edecektir. Enerjinin yükseldiğini hisset; ilk aşamada kendini salıverme ve hiç yavaşlama. İkinci aşama: 10 dakika Bedenine orada ne varsa dışa vurması için özgürlük tanı... PATLA! .... Bedeninin kontrolü ele geçirmesine izin ver. Dışarı atılmasına gerek olan her şeyi serbest bırak. Bütünüyle çıldır.... Şarkı söyle, çığlık at, ka...

Arayış

Hayat bir arayıştır, sürekli bir arayış, ümitsiz bir arayış; arayanın ne aradığını bilmediği bir arayış. Aramak için çok derin bir içgüdü var, ama insan ne aradığını bilmiyor. Ve öyle bir zihin durumu var ki, eline geçen şey ne olursa olsun, seni tatmin etmiyor. Hayal kırıklığı insanın kaderiymiş gibi görünüyor; çünkü ulaştığın şey, ona ulaştığın anda anlamsızlaşıyor. Yeniden aramaya başlıyorsun.   Bir şey elde etsen de etmesen de, arayış devam ediyor. Neyin var neyin yok, hiç önemli değil, çünkü arayış her durumda sürüyor. Fakirler arayışta, zenginler arayışta, hastalar arayışta, iyiler arayışta, güçlüler arayışta, güçsüzler arayışta, aptallar arayışta, bilgeler arayışta ve kimse tam olarak ne aradığını bilmiyor.   Bu arayışın ne olduğu ve neden orda olduğu anlaşılmalı. Öyle görünüyor ki, insanın varlığında, insanın zihninde bir boşluk var. İnsan bilincinin yapısında bir delik, bir kara delik var sanki. İçine sürekli bir şeyler atıyorsun ve hepsi kayboluyor. Sanki hiçbi...

Aşık olmak

Aşk bir ilişki değildir. Aşk bir varoluş durumudur ve bir başkasıyla hiçbir ilgisi yoktur. İnsan aşık olmaz, insan aşk olur. Ve tabii insan aşk olduğu zaman aşık da olur. Ama bu bir sonuçtur, bir yan üründür; kaynak değil. Kaynak, insanın aşk olmasıdır. Peki, kim aşk olabilir? Doğal olarak, eğer kim olduğunun farkında değilsen, aşk olamazsın. Korku olursun. Korku, aşkın tam karşıtıdır. Unutma, insanların düşündüğü gibi aşkın ve sevginin karşıtı nefret değildir. Nefret, amuda kalkmış aşktır, aşkın karşıtı değil. Aşkın gerçek karşıtı korkudur. İnsan sevgiyle büyür, korkuyla küçülür. İnsan, korkuda kapanır, sevgide açılır. İnsan, korkuda şüphe duyar, sevgide güvenir. İnsan korkuda yalnız kalır, sevgide ise kaybolur; o yüzden de yalnızlık gibi bir durum söz konusu olmaz. Eğer insan yoksa, nasıl yalnız olabilir? Çünkü sevgi varken bütün bu ağaçlar, kuşlar, bulutlar, güneş ve yıldızlar senin içindedir. Aşk, kendi içindeki gökyüzünün farkına vardığın zaman yaşanır. Küçük bir çocukta korku ...