Ana içeriğe atla

Döngünün Merkezi
Meditasyon tümüyle karanlığın içinden biraz daha, biraz daha bilinç çıkarabilme bilimidir.
Tek yol her gün yirmidört saat boyunca olabildiğince bilinçli olmaktır. Otururken bilinçli oturun, mekanik bir robot gibi değil, yürürken her hareketinize dikkat ederek bilinçli yürüyün, dinlerken her sözcük size kristal berraklığında, saflığında ve açıklayıcılığında gelene dek daha dikkatle, daha dikkatle dinleyin. Dinlerken sessiz olun ki bilinciniz düşüncelerle kaplanmasın.
Şu an bile sessiz ve uyanık bir bilinçle dinlediğinizde küçük böceklerin ağaçların üzerinde şarkılarını söylemekte olduğunu duyabilirsiniz. Karanlık boş değildir, gecenin de kendine ait bir şarkısı vardır ama düşüncelerle dolu olduğunuz zaman böceklerin şarkılarını dinleyemezsiniz. Bu yalnızca bir örnek.
Gitgide daha sessiz olabilirseniz, kendi kalp atışlarınızı, kendi kanınızın akışını dinleyebilirsiniz çünkü kanınız sürekli olarak tüm bedeninizde akmaktadır. Siz daha bilinçli ve sessiz oldukça, daha fazla netlik, daha fazla yaratıcılık ve zeka ortaya çıkacaktır.
Batı'nın büyük filozoflarından biri, C.E.M. Joad ölüm döşeğindeyken, George Gurdjieff'in izdeşçisi olan bir arkadaşı onun ziyaretine gelmiş. Joad arkadaşına sormuş, "Bu tuhaf adamla, Gurdjieff'le neler yapıp duruyorsun? Neden vaktini boşa harcıyorsun? Hem sırf senin değil, bir çok insanın vaktini böyle harcadığını duydum."
Arkadaşı gülerek yanıt vermiş, "Ne tuhaftır ki Gurdjieff'in yanındaki birkaç kişi tüm dünyanın vaktini boşa harcadığını düşünürken, sen de bizim vaktimizi boşa harcadığımızı düşünüyorsun."
Bunun üzerine Joad, "Fazla vaktim kalmadı, yoksa karşılaştırma yapabilmek için seninle gelirdim." demiş.
Arkadaşı, "Birkaç saniyelik ömrün kalmış olsa bile, bunu hemen burada gerçekleştirebiliriz" diyerek Joad'u ikna etmiş.
Adam ona, "Gözlerini kapayıp içeri bak, sonra gözlerini açıp orada ne bulduğunu bana söyle" demiş.
Joad gözlerini kapayıp açmış ve şöyle demiş, "Karanlıktan başka hiçbir şey yok."
Arkadaşı gülerek, "Şu an gülünecek zaman değil çünkü neredeyse ölmek üzeresin. Ama doğru zamanda geldim."demiş. "İçeride yalnızca karanlığı gördüğünü söyledin, öyle değil mi?"
Joad, "Elbette." diye yanıt vermiş.
Bunun üzerine adam, "Böyle büyük bir filozof olduğun ve o kadar güzel kitaplar yazdığın halde yine de bunu göremiyor musun? Aslında iki şey var; sen ve karanlık. Yoksa karanlığı kim görecekti? Karanlık kendi kendisini göremez, bu kesin, ve karanlık 'yalnızca karanlık var' da diyemez." diye açıklamış.
Joad biraz düşündükten sonra, "Tanrım, belki de Gurdjieff'in yanındakiler vakitlerini boşa harcamıyorlardır. Bu doğru. Karanlığı ben gördüm." demiş.
Arkadaşı devam etmiş, "Tüm çabamız bu 'Ben'i, yani gözlemciyi daha güçlü, daha kristalize bir hale getirip, karanlığı aydınlığa çevirmektir. Bu iki şey zaten eş zamanlı olarak gerçekleşecektir. Gözlemci giderek kendi içindeki merkezi buldukça, karanlık da biraz daha azalacaktır. Gözlemci tamamen çiçeklendiğinde, yani bilincin nilüfer çiçeği açtığında, tüm karanlık yokolacaktır."
Karanlıkta yaşamak en asgari düzeyde yaşamaktır. Işıkla dolu olmaksa azami yaşamdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dinamik Meditasyon

 Dinamik Meitasyon İlk aşama: 10 dakika Hızla burnundan nefes alıp verirken, bırak nefesin yoğun ve kaotik olsun. Nefes ciğerlere derinlemesine ulaşmalıdır. Derin nefes aldığından emin ol, mümkün olduğunca hızlı nefes alıp ver. Bedenini kasmadan, omuzların ve boynun gevşek olduğundan emin ol. Nefes alıp verme haline gelene kadar devam et. Bir kez enerjin harekete geçtiğinde, bedenini de harekete geçirmeye başlayacaktır. Bu bedensel devinimlerin oluşmasına izin ver, onları daha fazla enerji açığa çıkarmada yardımcı olarak kullan. Kollarını ve bedenini doğal bir şekilde hareket ettirmek enerjinin yükselmesine yardım edecektir. Enerjinin yükseldiğini hisset; ilk aşamada kendini salıverme ve hiç yavaşlama. İkinci aşama: 10 dakika Bedenine orada ne varsa dışa vurması için özgürlük tanı... PATLA! .... Bedeninin kontrolü ele geçirmesine izin ver. Dışarı atılmasına gerek olan her şeyi serbest bırak. Bütünüyle çıldır.... Şarkı söyle, çığlık at, ka...

Arayış

Hayat bir arayıştır, sürekli bir arayış, ümitsiz bir arayış; arayanın ne aradığını bilmediği bir arayış. Aramak için çok derin bir içgüdü var, ama insan ne aradığını bilmiyor. Ve öyle bir zihin durumu var ki, eline geçen şey ne olursa olsun, seni tatmin etmiyor. Hayal kırıklığı insanın kaderiymiş gibi görünüyor; çünkü ulaştığın şey, ona ulaştığın anda anlamsızlaşıyor. Yeniden aramaya başlıyorsun.   Bir şey elde etsen de etmesen de, arayış devam ediyor. Neyin var neyin yok, hiç önemli değil, çünkü arayış her durumda sürüyor. Fakirler arayışta, zenginler arayışta, hastalar arayışta, iyiler arayışta, güçlüler arayışta, güçsüzler arayışta, aptallar arayışta, bilgeler arayışta ve kimse tam olarak ne aradığını bilmiyor.   Bu arayışın ne olduğu ve neden orda olduğu anlaşılmalı. Öyle görünüyor ki, insanın varlığında, insanın zihninde bir boşluk var. İnsan bilincinin yapısında bir delik, bir kara delik var sanki. İçine sürekli bir şeyler atıyorsun ve hepsi kayboluyor. Sanki hiçbi...

Aşık olmak

Aşk bir ilişki değildir. Aşk bir varoluş durumudur ve bir başkasıyla hiçbir ilgisi yoktur. İnsan aşık olmaz, insan aşk olur. Ve tabii insan aşk olduğu zaman aşık da olur. Ama bu bir sonuçtur, bir yan üründür; kaynak değil. Kaynak, insanın aşk olmasıdır. Peki, kim aşk olabilir? Doğal olarak, eğer kim olduğunun farkında değilsen, aşk olamazsın. Korku olursun. Korku, aşkın tam karşıtıdır. Unutma, insanların düşündüğü gibi aşkın ve sevginin karşıtı nefret değildir. Nefret, amuda kalkmış aşktır, aşkın karşıtı değil. Aşkın gerçek karşıtı korkudur. İnsan sevgiyle büyür, korkuyla küçülür. İnsan, korkuda kapanır, sevgide açılır. İnsan, korkuda şüphe duyar, sevgide güvenir. İnsan korkuda yalnız kalır, sevgide ise kaybolur; o yüzden de yalnızlık gibi bir durum söz konusu olmaz. Eğer insan yoksa, nasıl yalnız olabilir? Çünkü sevgi varken bütün bu ağaçlar, kuşlar, bulutlar, güneş ve yıldızlar senin içindedir. Aşk, kendi içindeki gökyüzünün farkına vardığın zaman yaşanır. Küçük bir çocukta korku ...