7

İnsan acının ve mutluluğun, cennet ve cehennemin tohumlarını içerisinde taşır. Olan her şeyin sebebi sizsiniz. İçsel nedenler temeldir, dış nedenler ikinci plandadır. Bunu anlamadan dönüşüm olanağı yoktur. Zihin sizi aldatır ve dışarıyı gösterir. Eğer sebepler dışarıda görülürse özgürleşme -moksha- olanağı olmaz. Sebepler dışarıda görülürse sonsuza değin bağlı kalırsınız.
Marks bunun tam tersini yani insanın ıstırabının sebebinin dışarıda olduğunu söyler. Dış sebepler değişirse insan mutlu olacaktır der.
Muhammed, İsa, Krişna ve Mahavira'ya göre bu teşhis yanlıştır. Sebepler içtedir, dışarısı bahanedir. Dışarıyı değiştirebilirsiniz ama iç aynı kalır. Çünkü insan içten dışa doğru yaşar.
Bir adam tanımıştım, devamlı karısının kendisine kötü, sadistçe davrandığından yakınıyor, vücudundaki yara bere işaretlerini gösteriyordu. Fakat şunu fark ettim: ne zaman bu ıstıraplı anlardan bahsetse gözleri parlıyor, canlanıyordu. Sonunda adam boşandı. Boşandığı gün ona şöyle dedim "Çok uyanık ol. Çünkü sanırım yine böyle bir kadına aşık olacaksın."
"Bir daha böyle bir kadınla evlenir miyim hiç?" diye yanıt verdi.
Aylar sonra yine aynı tip bir kadınla evlendi. Istırap dolu hikayeler yeniden başladı. O zaman ona şöyle dedim "Sana bunun mümkün olduğunu söylemiştim. Kadını seçen kim? Her zaman sadist bir kadın seçeceksin çünkü sen mazoşistsin. İşkence görmek, zarar görmek istiyorsun çünkü sen kendini sevmiyor, kabullenmiyorsun. Çevrende, senden nefret edip seni tekmeleyecek bir kadına ihtiyaç duyuyorsun." İkinci evliliği de sona erdi. Üçüncüyü yaptı ve yine aynı şeyleri yaşadı. Çünkü seçen kişi aynıydı.
Bu aynen örümcek ağı gibidir. Upanişad'lar herkesin kendi örümcek ağını içinde taşıdığını ve nereye giderse ördüğünü söyler. Cenneti ve cehennemi aynen örümcek ağı gibi içinizde taşır ve örersiniz.
Bu tekrarlama nasıl durdurulabilir? İlk etap bu tekrarlamanın varlığını kabul etmektir. Mekanik olarak hareket ediyorsunuz. Bir makine olmadığınız zaman gerçek insan ortaya çıkar. Daima bilinmeyenin içinde hareket edin.
Zihin tekrar edici bir nitelik taşır, mekaniktir, özgün değildir. Biyolojik bir bilgisayar gibidir. İnsan bunun ötesine geçmelidir. Eğer geçmezseniz, sizi devamlı engelleyecektir. Hindular bu durumdan bıkmış bir şekilde şöyle derler "Tanrım, yaşam ve ölüm tekerleğinden özgürleşeceğimiz an ne zaman gelecek." Onu bir tekerlek olarak görmeleri tekrarlama yüzündendir. Tekerlek döndükçe kendisini tekrarlar. Bu dünya da bir tekerlek gibidir. Hinduların bu dünya için kullandıkları sözcük şudur: Sansar. Sansar dönmeye devam eden tekerlek demektir.
Bu hayat yavaş yavaş gerçekleşen, uzatılmış bir ölümdür aslında. Yaşam ve ölüm tekerleği zihindir. Zihnin alışılmış şeyleri tekrarladığının farkında olun. Söylediğiniz şeylerin farkında olun. Tanık olma durumu dönüşüm demektir. Fizikçiler, ortamda bir izleyici olduğu zaman elektronların değiştiğini söylerler. Her şey canlıdır. Muazzam yaşam ve bilinç okyanusunun parçasıdır. Kendinizi izlemeye başladığınızda, yeni bir faktör katılır. Bu hayattaki en büyük faktördür. Bilinç olaya katılınca alışkanlıklar değişir.
Çın de yapılan en akıldışı ve inanılmaz şeyi söyleme yarışmasını ilk kazanan kişinin söylediği şuydu. "Bir gün bir parka gittim ve bir bankta, konuşmadan beş dakika sessizce oturan iki kadın gördüm."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder