Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Hayali Bir Yarın İçin Bugünü Feda Etmek Dedemin öldüğü günden beri ölüm benim için daimi bir refakatçi haline geldi. O gün ben de onunla öldüm çünkü bir şey kafamda kesinlik kazandı; yedi yıl da yetmiş yıl da yaşasan ne farkeder? Bir gün mutlaka öleceksin. Onun kadar iyi, onun kadar güzel bir insan öylece ölüvermişti. Yaşamın anlamı neydi öyleyse? Bu bana işkence eden bir soruya dönüşmüştü; yaşamın anlamı neydi? Eline ne geçmişti? Onca yıl iyi bir insan olarak yaşamıştı ama, ne için? Öylece bitivermişti işte, ardında hiçbir iz kalmaksızın. Onun ölümü beni son derece ciddileştirmişti. Dedemin ölümünden önce de ciddi biriydim. Henüz dört yaşındayken insanların ömürlerinin sonuna kadar ertelemeyi başardıkları sorular hakkında düşünmeye başlamıştım bile. Ertelemeye inanmıyordum. Bu konularda dedeme sorular sormaya başladığımda bana, "Bu soruları sormak için önünde koskoca bir ömür var. Hiç acele etme. Hem bunları düşünmek için daha çok küçüksün." demişti. Ona, "K...
1. Bölüm Yaşamda Kesin Olan Tek Şey Ölümdür "Tekeri Durdurun!" Annemin babası aniden hastalandı. Henüz ölme vakti gelmemişti. Yaşı elliden fazla değildi, belki daha bile gençti, belki benim şu anda olduğumdan daha gençti. Anneannem ise yalnızca elli yaşında, olgunluk ve güzelliğinin doruğundaydı. Ona sordum, "O öldü. Onu seviyordun, neden ağlamıyorsun?" "Çünkü sen varsın" diye yanıt verdi. Öyle bir kadındı ki, "Bir çocuğun önünde ağlamak istemem" diye devam etti. "Hem seni teselli etmek istemiyorum. Şimdi ben ağlamaya başlarsam, doğal olarak sen de ağlayacaksın. O zaman kim kimi teselli edecek?" İçinde bulunduğumuz durumu tarif etmeliyim; bir kağnıyla dedemin köyünden babamın köyüne doğru gidiyorduk çünkü tek hastane oradaydı. Dedem çok hastaydı. Yalnızca hasta değil, aynı zamanda bilincini yitirmiş durumda, neredeyse komadaydı. Yanında anneannem ve benden başka kimse yoktu. Onun bana karşı duyduğu şefkati anlayabiliyorum. ...

ÖNSÖZ öö

ÖNSÖZ OSHO VE ÖLÜMÜN ANLAMI Ölüm, bir gazetenin ölüm ilanlarına baktığınızda genel bir olaya dönüşebilir ama özünde çok özel bir durumdur. Kesinlikle özel ve mahrem olan iki deneyim vardır: ölüm ve rüya görmek. Kimse benim yerime ölemez ve kimse benim yerime rüya göremez. Osho'nun görüşüne göre, ölümü anlayabilmek, kişinin tinsel gelişimi için büyük bir önem taşır. Yaşam ve ölüm olguları Batı'da birbirinin karşıtı, birbirini dışlayan iki unsur olarak görülür. Ölüm bir korku nesnesi, bir tabu, üzerinde konuşmaktan kaçınılan bir konudur. Bir din profesörünün bir keresinde söylediği gibi: "Artık cinsellik rahatlıkla tartışılabilen, ölüm ise müstehcen bir konuya dönüştü." Bir çok Batılı filozof, özellikle Varoluşçu düşünürler ölüm üzerine kafa yormuşlardır. Jean Paul Sartre'a ait bir cümle, Batının ölüme bakış açısının tipik bir örneğidir: "Yaşama anlam veren şey asla ölüm olamaz; o tam tersine prensipte yaşamın tüm anlamını silen şeydir." Osho...