Bedenin Zekası Batı tıp bilimi insanı ayrı bir birim olarak görmüştür – doğadan ayrı. Bu yapılan en ciddi hatalardan biridir. İnsan doğanın bir parçasıdır; sağlığı ise doğa ile uyum içinde olmaktan ibarettir. Batı tıbbı insana mekanik açıdan bakar, bu nedenle mekaniğin başarılı olduğu yerde o da başarılıdır. Ama insan bir makine değildir; insan organik bir bütündür ve sadece hasta parçasının iyileştirilmesi yetmez. Hasta parça tüm organizmanın zor durumda olduğuna dair bir göstergedir. Hasta parça göze batar, çünkü en zayıf nokta odur. Hasta olan yeri iyileştirirsin ve başarılı olmuş gibi gözükürsün...ama sonra hastalık yeniden baş gösterir. Tek yaptığın hastalığın kendini hasta olan yerden göstermesini engellemek olmuştur; onu daha güçlendirmiş oldun. Ama insanın bir bütün olduğunu anlamıyorsun: ya hastadır ya da sağlıklı, arası yoktur. İnsana bütün bir organizma olarak bakılmalıdır. Temelde bedenin her zaman seni dinlemeye hazır olduğunu anlamak yatar – ama onunla hiç konuşmadın, hiç...
Gerçek bir dindar her zaman yanlış anlaşılacaktır. Onun hakkında ne söylerseniz yanlış olacaktır. Çünkü yanlış olan sizsiniz. Onun için iyidir derseniz yanlış olacaktır çünkü o aynı zamanda kötüdür de. O çelişkiseldir. Tanrı da çelişkisel bir nitelik taşır. Zihnin ötesine geçmediğiniz sürece dinsel bilincin ne olduğunu hissedemezsiniz. Asıl din tekdir. Din isimleri ve tarikatlar ise sadece biçimlerdir. Din bir miras gibi size geçen bir şey değildir. O kendi içinizde bulunacak bir şeydir. Kişisel bir büyümedir. Din gerçekle kişisel bir karşılaşmadır. O kişisel bir arayıştır, toplumun bir parçası değildir. Ben bir Cayna (Cayn dini izdeşçisi) olarak doğdum. Tabii Cayna olmam için zorladılar. Nasıl böyle nadir bulunan bir dine mensup olmazdım? Fakat başarısız oldular. O zaman bana kızdılar. Onlardan olmadığım için, onlara karşı olduğumu düşündüler. Cayn dini Hinduizm'den, Vedalardan bile eski bir dindi. Hatta Rig Veda'da Cayn Tirthankaralarından * saygıyla bahsetmekteydi. Onlar...